Önemli Olaylar

I. Kosova Savaşı veya Birinci Kosova Meydan Muharebesi, Sultan I. Murad önderliğindeki Osmanlı ordusu ile Sırp kumandanı Lazar Hrebelyanoviç önderliğindeki çok uluslu Balkan ordusu arasında 28 Haziran 1389 tarihinde yapılan muharebedir.
Karlofça Antlaşması, 26 Ocak 1699 tarihinde Osmanlı ile başlarında Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu bulunan diğer Kutsal İttifak devletleri (Avusturya, Venedik ve Lehistan) arasında imzalanmış olan bir barış antlaşmasıdır. Gerileme Dönemi'nin başlangıcı olarak sayılmaktadır. Karlofça bugünkü (Almancada Karlowitz, Sırpça'da Сремски Карловци (Sremski Karlovci)) Sırbistan'ın sınırları içinde yer alan küçük bir kasabadır. Antlaşma, 1683-1698 yılları arasındaki Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları'nın sonucunda imzalanmıştır.
Tanzimat Fermanı, Türk tarihinde Batılılaşmanın ilk somut adımıdır. 3 Kasım 1839'da Sultan Abdülmecid döneminde Hariciye Nazırı Koca Mustafa Reşit Paşa tarafından okunmuştur. Gülhane Parkı'nda okunması nedeniyle Gülhane Hatt-ı Şerifi (Padişah Yazısı), Gülhane Hatt-ı Hümâyûnu veya Tanzimât-ı Hayriye (Hayırlı Düzenlemeler) olarak da anılır. Bu fermanla devlet kendisini yenilemesi gerektiğini söylemiştir. Fransız İhtilâli ile Osmanlı ülkesinde aydın kişiler ve yeni fikirler oluşmaya başlamıştır. Özellikle meşrui yönetim yanlısı aydınların baskıları, yapılan ıslahatların kalıcı olması fikri ve Fransız İhtilâli ile ülkeye giren milliyetçilik fikirlerinin olumsuz etkilerinden kurtulmak amacı ile 3 Kasım 1839 tarihinde Gülhane Parkı'nda ilan...
Tanzimât Dönemi, Osmanlı İmparatorluğu'nda 1839 yılında, Sultan Abdülmecid döneminde Tanzimât Fermânı olarak bilinen Gülhane Hatt-ı Şerifi'nin okunmasıyla başlayan modernleşme ve yenileşme döneminin adıdır. Sözcük anlamı "düzenlemeler, reformlar" demektir. Batı dillerinde genellikle Osmanlı Reformu deyimi kullanılmaktadır. Tanzimât Dönemi 1876'da II. Abdülhamid'in tahta çıkması ve Meşrutiyet'in ilânıyla sona ermiş kabul edilir. Ancak genel anlamda Osmanlı Reformunun 1922'de Osmanlı Devleti'nin sona ermesine dek sürdüğü de söylenebilir. Tanzimât Döneminin önde gelen siyasi liderleri 1839-1855 döneminde Mustafa Reşit Paşa, 1850'lerin başından 1871'e kadar da Mehmed Emin Âli Paşa ve Keçecizade Fuat Paşa'dır. Fuat Paşa'nın 1868'de, Âli...
İnebahtı Deniz Muharebesi, 7 Ekim 1571 tarihinde Osmanlı Devleti ile Haçlı donanmaları arasında, Korint Kıstağı'nda, İnebahtı yakınlarında yapılan deniz muharebesidir. Sultan II. Selim dönemindeki bu muharebede donanma büyük hasar görmüş ve Osmanlı Devleti'nin yükselme dönemindeki en büyük deniz mağlubiyeti olarak addedilir. Dönemin sadrazamı Sokullu Mehmed Paşa'nın, Venedik eçisine aşağıda söylediği ve tarihe geçen aşağıdaki sözün kaynağı olan bozgundur. ‘’Biz sizden Kıbrıs Krallığı’na alarak kolunuzu kestik. Siz ise donanmamızı yenmekle bizim sakalımızı traş ettiniz. Kesilen kol yerine gelmez ama traş edilen sakal daha gür çıkar.’’ demiştir. Konumu: Akdeniz Tarih: 7 Ekim 1571 Sonuç: Haçlı zaferi Bölge: İnebahtı, Osmanlı Devleti...
Osmanlı ordusu Eylül 1596’da Eğri Kalesi’ni kuşatmaya devam ederken, Arşidük Maksimilyan kumandasında büyük bir Avusturya ordusu Türkler'le savaşmak için Haçova’ya doğru yürüyüşe geçmişti. Bu orduya Erdel, Alman, Leh, Çek, Macar ve Italyan askerleri de katılmış, böylece 300 bin kişilik bir kuvvet meydana getirmişlerdi. Türk ordusunun asker sayısı 140 bin kadardı. Şimdi veziriâzam İbrahim Paşa idi. İbrahim Paşa, Avusturya ordusunu kaleye yardım için gelen önemsiz bir kuvvet sanmıştı. Onun için Cafer Paşa kumandasındaki bir birliği bu ordunun üzerine gönderdi. Cafer Paşa, emrindeki kuvvetleri derhal savaş nizamına sokarak hücum emrini verdi. Fakat düşman ordusunun çok kalabalık olduğunu, saldırmanın bir çeşit intihar anlamına geleceğini...
Sinan Paşa beşinci defa sadrazamlığa geldikten dört ay sonra ölmüş, yerine Damad İbrahim Paşa getirilmişti. Bu sırada Avusturyalılar ileri hareketlerine devam etmekteydiler. Sultan III. Mehmed her ne kadar çekingen, zayıf iradeli idiyse de, Avusturyalılar’a karşı yeni bir sefer düzenlemesi ve ordunun başına bizzat geçmesi gerektiğini düşündü. Zaten sınırlardaki beylerbeyleri canhıraş mektuplar yazarak onu sefere dâvet ediyorlardı.Sonunda, Hoca Sadeddin Efendi’nin de telkinleriyle padişah kararını verdi. Kanuni’nin ölümünden beri hiçbir padişah ordunun başına geçip sefere çıkmamıştı. Karardan sonra hemen sefer hazırlığına girişildi. Kırım Hanı Gazi Giray’a da haber gönderilerek yardım istendi. Askerin geçeceği köprüler tamir edildi...
Murad Gazi Rumeli fetihlerini planlar ve bu planlarını uygularken, Anadolu'da müessif bir olay meydana geldi. Bu, oğlu Savcı Bey'in ayaklanması olayı idi. Murad Han Gazi, kendisi Rumeli'de fetihlerle meşgul olduğu için Anadolu topraklarını oğullarının idaresine bırakmıştı. Şehzade Bayezid'i Germiyan'a, Şehzade Yakub'u Karasi'ye vali yapmış, küçük oğlu Savcı'yı da Bursa'ya kaymakam olarak göndermişti. Savcı Bey genç. tecrübesiz, ileriyi göremeyen bir şehzade idi. Kışkırtmalara kanarak babasının yerine padişah olmayı kafasına koymuştu. Bizans prenslerinden genç Andronikoa da Bizans tahtına oturmak istiyor, Türk ve Rum prensleri birlikte hareket ediyorlardı. Şehzade Bayezid durumu öğrendl ve bir mektupla babasına bildirdi. Murad Gazi...
Rumeli'de kazanılan her zafer Türklerin batıya doğru ilerlemelerine ve yayılmalarına sebep oluyordu. Artık Bulgar Krallığının Osmanlı hakimiyetini tanımaktan başka çaresi kalmamış görünüyordu. Osmanlı'nın yayılmasının önüne geçmek için Bulgar Kralı İvan Şişman, Osmanlı Sarayı ile akraba olmak, kız kardeşim Maria'yı Sultan I. Murad ile evlendirmek istedi. Bu evlilik gerçekleşti ama yayılma harekatını durduramadı. Bunun üzerine Bulgar kralı Sırp kralı ile anlaştı ve Türkler'e karşı birleştiler. Samakov yakınlarında yapılan bir savaşta, Türkler'e karşı ağır bir yenilgi almaktan kurtulamadılar. (1367) Bu savaşta Türk kuvvetleri, Lala Şahin Paşa gibi ünlü bir gazinin kumandasında idiler. Avrupa devletleri tedirgind. Sırp Sındığı Savaşından...
Geri
Üst Alt