Tarihi Yazılar

Büyük Kartal Öldü - Bu söz, büyük Türk Hükümdarı Fatih Sultan Mehmed Han'ın vefatı sonrasında, Venedik Büyükelçisi tarafından söylenmiştir. Büyük Kartal Öldü 15. yüzyılın son çeyreğine gelindiğinde İyonya adaları ile Otranto’nun Gedik Ahmet Paşa tarafından fethi Avrupa’yı dehşete düşürmüş ve İtalya’yı birbirine katmıştı. Avrupalılar, özellikle Güney İtalya’nın kısa bir süre sonra Türkler tarafından fethedileceğinden şüphe etmiyordu. O günlerde İtalyanlar Türk sultanını “Roma İmparatoru” olarak selamlamaya hazırlanıyordu. Asya’nın ve Avrupa’nın en kuvvetli imparatoru Fatih Sultan Mehmed Han 25 Nisan 1481 günü Boğaz’ı geçerek Üsküdar’a çıktı ve Maltepe ile Gebze arasına otağ-ı hümâyûnunu kurdurdu. Seferin nereye olduğunu kendisinden...
Bu kısa yazı İstanbul’un Fethi ile ilgili yanlış bilinenler hakkında bilgilendirme amaçlı olarak eklenmiştir. Tarihimiz kahramanlıklarla dolu olup, ne yazık ki abartmalara da çok fazla yer verilmektedir. Tabi tarihimizin en önemli olaylarının başında gelen hadise -bana göre şüphesiz- İstanbul'un Fethidir. Fetih ile ilgili binlerce anı, hatıra, yazı, kahramanlık hikayesi söylenmiştir, konuşulur desek yalan olmaz. Lakin özellikle 3 konu hakkında söylenenler ne yazık ki doğru değildir. Bu yanlışlar: Büyük topu döken Urban usta kuşatma sırasında topun çatlaması ile ölmemiş, sonraki dönemlerde, 1463’de de top dökmüştür. Karadan yürütülen gemiler, söylendiği gibi sessiz sedasız ve bir gecede değil, hayli tantanalı bir şekilde Haliç’e...
Ankara Savaşı’ndan sonra, Anadolu’da Bayezid’in sağladığı birlik parçalanmış, Türkmen beylikleri Timur sayesinde tekrar bağımsızlıklarını ilân etmişlerdi. Yıldırım Bayezid’in ölümünden sonra (hattâ daha önce) oğulları arasında taht kavgası başlamış, bu kargaşalık, bu saltanat fasılası, 11 yıl kadar sürmüştür. 28 Temmuz 1402’den, Mehrrıed Çelebi’nin tahta çıktığı ve tek başına iktidarı ele aldığı 5 Temmuz 1413’e kadar geçen bu 11 yıllık döneme Osmanlının Buhranlı Geçen Fetret Devri denir. Ankara Savaşı’nda, son anda zaferi Timur‘un kazandığı anlaşılınca, Emir Süleyman Çelebi, 30.000 kişilik kuvvetiyle çekilmiş, önce Bursa’ya, orada hiç beklemeden Rumeli’ye hareket etmişti. Bizans’ın engellemek istemesine rağmen Venedik ve Ceneviz...
Bu yazımızda Türklerin Anayurdu ve Yayılmaları hakkında kapsamlı bir şekilde süreçleri belirtip, bilgileri sizlere aktaracağız. Türkler M.Ö. 2000 yılından daha eskiçağlarda, Orta Asya’da Sayan-Altay dağlarının kuzeybatı bölgesinde, Yenisey ırmağı boylarında yaşıyorlardı. M.Ö. 1500’lerde oturdukları geniş bölge Sayan dağlarından Altaylar’a ve Tanrı dağlarına kadar iniyor, batıda Urallar’a kadar uzanıyor, güneyde Balkaş gölünü, güneybatıda Aral gölünü, Hazar denizini ve kuzeydoğu bozkırlarını içine alıyordu. M.Ö. 1100 yıllarından itibaren Türkler ilk yurtlarını boşaltarak Altaylar’a inmiş, Türkistan’a (Doğu ve Batı-Türkistan) yerleşmişlerdi. M.Ö. yedinci yüzyılda, Ordos, Volga ve Kuzeybatı Asya olmak üzere üç yöne göç yapılmıştı: Yakut...
Türk Tarihinde Gerilemeyi Simgeleyen Antlaşma hangisidir, bu antlaşmanın imzalanma süreci nasıldır yazımızdan detayları inceleyebilirsiniz. Türkler 16 yıldan beri Avusturyalılar, Lehliler, Venedikliler ve Ruslar’la savaş halindeydiler. Can ve mal kaybına sebep olan, ülke içinde anarşiyi hortlatan bu savaşların sona ermesini artık bütün taraflar arzu ediyordu. Yalnız Rusya, Türkler’den toprak koparmak için savaşı sürdürmek emelinde idi. Avusturyalılar, galibiyetle bitirdikleri bir savaştan sonra yapacakları barışın kendilerine çok yarar sağlayacağını biliyorlardı. Ayrıca Avrupa’da “Mukaddes İttifak“a girmeyen Fransa yeni ve güçlü bir devlet olarak ortaya çıkmış, komşularını tehdit etmekte, tedirgin etmekteydi. Türkler’in toparlanıp...
Bu yazıda, tarihin derinliklerinde kalmasına gönlümün razı olmadığı Atatürk’ün Fransızlara Verdiği Uyarı Notası hakkında sizlere bilgi vermek isterim. Tabu haline getirilen bazı otoriteler, Türk Tarihi ve Türkler hakkında özellikle yanlış bilgiler verirler. Bu tabu bazen yanılmaz bir ansiklopedi görünümünde de ortaya çıkar, bir örneği: Fransızların “Larousse” ansiklopedisi dünya çapında büyük bir eserdir. Bu ansiklopedide “empaler” (kazığa oturtarak idam) maddesi açıklanırken “Türkler hala idam mahkûmlarını kazığa oturturlar...” gibi bir cümle vardı. Bu yanlış, 150 yıldan fazla bir zaman sürüp gitti. Yenilenen baskılarda nice düzeltmeler yapıldığı halde bu madde düzeltilmiyordu. Fakat, tarihçi Raşit Erer’in uyarısı ile gazeteci Abidin...
17 Kasım 1912 tarihinde Balkan Savaşları esnasında, Çatalca’da Bulgarlar tarafından Alaiye Taburunun Şehit Edilmesi ile ilgili tüm detayları bu yazıda bulabilirsiniz. 17 Kasım 1912 günü, 9. Tümen savunma bölgesine 3. Bulgar Tümeni’nin 2. Tugay birlikleriyle, ( 29. ve 32. Piyade Alayları) yaptığı taarruzlara karşı, 9. Tümenin Mürettep 1. Alayı’nın Nevşehir ve Ürgüp Redif Taburları ve sonra da 26. Nizamiye Alay Taburunun bir kısım kuvvetleri, üç-dört saatlik mukavemetten sonra, ileri Tabya’nın güneybatısındaki ileri mevzilerden geri çekilmişlerdi. Nevşehir ve Ürgüp Taburlarının terk etmiş oldukları bu mevziler, bir kısım Bulgar kuvvetleri (32. Piyade Alayının bir kısım birlikleri) tarafından işgal edilmişti. Bulgarların 29. Piyade Alayı...
Minyatür sanatı Osmanlı saray kültürünü yansıtarak Padişah ve diğer yüksek mertebelilere sunulmuş bir sanat şekli olarak tarif edilebilir. Minyatür kelime anlamı olarak ne demektir? Minyatür terimi, genel anlamıyla çok ince işlenmiş küçük boyutlu resimler ve bu türdeki resim sanatları için kullanılmaktadır. Minyatür kelimesinin, Latince “kırmızı ile boyamak” anlamına gelen “miniare” kelimesinden türetilmiş olduğu ve daha sonra Fransızca’ya “miniature” biçiminde geçtiği düşünülmektedir. Osmanlı dönemi kaynaklarına baktığımızda bu terimin yerine “tasvir” veya “nakış” sözcüklerinin tercih edildiği görülmektedir. Minyatür Sanatı İncelikleri Minyatür sanatının en önemli özelliklerinden birisi, anlatılmak istenen konunun eksiksiz olarak...
Bu makalemiz, Etrak-ı Bi-idrak deyimine dair detaylı açıklamaları aydınlatmak ve bu deyim ile ilgili bilgi vermek amacıyla hazırlanmıştır. Osmanlı belgelerinde pek rastlanılmasa da, özellikle Kemalpaşazade ile yükselişe geçen ve onun tarihçiliğini takip edenlerin sıkça kullandığı Etrak-ı bi-idrak deyimi, modern zamanlarda "Osmanlıların Türkleri aşağıladığı" şeklinde anlaşılmış ve "Osmanlılar Türklüğü adeta yok etti" söylemine delil gösterilmiştir. Bu deyimi ilk kullanan olmasa da, 16.yy tarih kitaplarında yaygın hale getiren Kemalpaşazade olmuştur. Gelibolulu Mustafa Âli'nin Söylemleri Sonrasında onun ekolünü takip eden Gelibolulu Mustafa Âli’de, bu deyimi kullanmaktan çekinmemiştir. Kemalpaşazade, Şeyhülislamlığı ve tarihçiliği ile...
Geri
Üst Alt